İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Gazze’deki insani durumla ilgili yaptığı açıklamada, “Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor” ifadesini kullandı. Ancak bu açıklama, uluslararası toplumda büyük bir tepkiyle karşılandı ve birçok insan hakları organizasyonu, bu ifadeyi çarpıtarak ortaya koyulan eleştirileri yanıtlamakta zorluk çekti. Gazze’deki insani durum, özellikle son yıllarda yaşanan çatışmalar ve kısıtlamalar nedeniyle kritik bir hale gelmiş durumda. Bu bağlamda Netanyahu’nun beyanları, gözler önüne serdiği gerçeklerle ciddi şekilde çelişiyor.
Son yıllarda Gazze, savaş, ambargo ve insani krizlerle boğuşuyor. Birleşmiş Milletler’in yayınladığı raporlar, bölgede yaşayan insanların ciddi bir gıda güvencesizliği içinde olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, Gazze'nin nüfusunun üçte biri açlık tehdidiyle karşı karşıya. Ayrıca, Gazze'deki sağlık hizmetleri de büyük bir çöküş içinde. Yetersiz beslenme, çocukların sağlığını tehdit ediyor ve yaşam kalitesini düşürüyor. Dolayısıyla Netanyahu’nun açıklamasının gerçekte ne kadar uzak olduğu, bağımsız kaynaklardan elde edilen verilerle daha iyi anlaşılmakta.
Öte yandan, Gazze'de yaşayan tanıkların sözleri, insani durumun ne denli vahim olduğunu belgelerle gözler önüne seriyor. Tanıklar, yiyecek ve suya erişimin her gün daha da zorlaştığını, ailelerin gıda alışverişi yapamayacak durumda olduğunu belirtiyor. Bölgedeki birçok ailenin, günlük yemeklerini sağlamakta zorluk çektiği, bir öğün için bile maddi imkansızlıklarla karşı karşıya kaldığı bildiriliyor. Tanıkların paylaştığı bu bilgiler, Netanyahu’nun beyanlarının gerçeği ne kadar yansıttığı konusunda ciddi bir soru işareti yaratıyor.
Netanyahu’nun bu açıklamaya yönelik uluslararası tepkiler, özellikle insanların temel hakları konusunda duyarlılık gösteren sivil toplum kuruluşları tarafından sert bir dille kınandı. İnsan Hakları İzleme Örgütü ve diğer uluslararası sivil toplum kuruluşları, Netanyahu’nun beyanlarının gerçekleri çarpıttığını belirterek, Gazze’deki insani krizin boyutlarına dikkat çekti. Açıklamalarda, “Yalnızca muhalefet ve bağımsız gözlemciler tarafından yapılan raporlar değil, bağımsız insani yardımlar da bölgede yaşanan dramı gözler önüne seriyor” ifadeleri kullanıldı.
Buna ek olarak, birçok ülke ve uluslararası kuruluş, Netanyahu’nun beyanını eleştirerek, Gazze'de insani yardımların artırılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, insani yardımların önündeki engellerin kaldırılması ve bölgedeki gıda güvenliğinin sağlanması için acil önlemler alınması gerektiği ifade edildi. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, global hedeflerin izlenmesinde sürdürülebilir kalkınma amaçlarının hayata geçirilmesi için iş birliği yapılması da büyük önem arz ediyor.
Sonuç olarak, Netanyahu’nun “Gazze’de kimse açlıktan ölmüyor” açıklaması, uluslararası toplumda ciddi yankılar uyandırmış ve Gazze’deki insani durumun ne denli acıklı olduğu konusundaki gerçekleri gözler önüne sermiştir. Verilen rakamlar ve bölgedeki tanıkların ifadeleri, bu açıklamanın ne kadar yanıltıcı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Gazze'nin, gıda, su ve temel sağlık hizmetlerinden yoksun bir bölge olmaya devam ettiği, insani krizin boyutlarının daha da derinleşmesi riskinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, dünya genelinde bu konuya olan duyarlılığın artırılması ve gereken önlemlerin bir an önce alınması zaruridir.