Üniversite yılları, gençlerin hayata atıldığı, geleceğe umutla baktığı en önemli dönemlerden biridir. Ancak, bu dönem bazen trajik olaylarla gölgelenebilir. Son günlerde sosyal medya ve haber gündemini sarsan bir olay da bu çerçevede yaşandı. Genç üniversiteli Helin’in ani vefatı sonrasında geride bıraktığı son mesajı, ailesi ve arkadaşları arasında büyük bir üzüntü yaratırken, pek çok sorunun da cevaplanmasını sağladı.
Helin, üniversitede eğitim görürken birçok arkadaş canlısı, neşeli bir kişilik olarak tanınıyordu. Ancak onun son mesajında belirsizlik ve karamsarlık ağır basıyordu. Genç kızın son mesajı, hayatının son zamanlarında yaşadığı içsel çatışmaların bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Mesajında, "Bir daha hiç gülmeyecek gibi hissediyorum" ifadesi, pek çok kişiyi derinden etkiledi. Bu mesaj, Helin’in yaşama olan tutkusunu kaybettiğini ve bunun arkasında hangi sebeplerin olabileceğini düşündürttü.
Helin’in yası, ailesinin yanı sıra üniversite arkadaşları arasında da hissedilmektedir. Arkadaşları, onun katılmayı planladığı etkinlikleri ve neşeli halleriyle her daim bir arada oldukları günleri konuşuyor. Ancak son mesajın ortaya çıkması ile birlikte, yakınları onun ruh halini daha iyi anlama fırsatı bulamadı. Arkadaşlarından biri “Helin gerçekten çok iyi biriydi. Hislerini hep içinde yaşardı, ancak bunu söylemeye cesaret edemedi. Onu daha iyi anlamalıydık.” diyerek duygularını dile getirdi.
Helin'in vefatı, üniversite çevresinde bir süre tartışmalara yol açtı. Birçok öğrenci, mental sağlık konularının daha fazla konuşulması gerektiği fikrini savunarak, benzer durumlarla başa çıkmanın yollarının araştırılması gerektiğini belirtti. Özellikle gençler arasında artan kaygı ve depresyon gibi ruhsal sağlık sorunlarına dikkat çekmek için, çeşitli etkinlikler düzenlenmeye başlandı.
Helin’in son mesajının gündeme gelmesiyle beraber, sosyal medya üzerinden birçok insan kendi deneyimlerini paylaştı. “#MentalHealthMatters” etiketi altında yapılan paylaşımlar, gençlerin yaşadığı zorlukları ve bunları aşma yollarını ele almak adına bir platform oluşturdu. Helin’in hikayesinin, birçok gencin hayatına dokunarak farkındalığı artırması umuluyor.
Sonuç olarak, Helin’in yaşamı ve son mesajı, birçok genci etkilemiş ve mental sağlığın önemine dair bir çağrıda bulunmuştur. Onun anısı, “konuşalım” ve “birbirimizi dinleyelim” mottosuyla daha fazla insana ulaşmayı hedefliyor. Gençlerin, hissetiklerini ifade etmeleri ve destek aramaları gerektiğini anlamaları amacıyla başlatılan bu söylemler, Helin’in onurlandırılması için bir adım olmuştur.
Bu trajik olayın ardından, üniversite yönetimleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları ile birlikte mental sağlık seminerleri düzenlenmeye başladı. Helin’in anısını yaşatmak ve gençlerin karşılaştığı zorlukları nitelikli şekilde ele alabilmek için önemli bir fırsat sunuyor. İleriye dönük olarak, gençlerin kendilerini yalnız hissetmemeleri adına oluşturulan bu öneriler, belki de gelecek nesiller için bir umut ışığı olacaktır.
Helin’in vefatı ve son mesajı, yaşamın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatırken, gençlerin birbirleriyle iletişim kurmaları ve destek olmaları gerektiği mesajını veriyor. Gençlerimizi birbirimizi dinlemeye, hissettiğimiz şeyleri paylaşmaya; yalnız olmadığımızı hatırlamaya davet ediyoruz. Zira hayat, hayatta kalan her birimiz için çok kıymetli ve ırak durduğumuz her şey bizim hayat hikayemizin önemli bir parçasıdır. Helin, her zaman kalbimizde yaşayacak.